Turgutreis Metruk otel cinayetinde (mehmet zaman )gelişme izmir bölge adliye mahkemesi ceza dairesi Bodrum ağır ceza mahkemesinin 17 yıl cezssını kaldırarak 12 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi.Suçun meşru savunma amacıyla işlendiği belirtilerek Ceza temyiz edildi.
Cinayette kullanıldığı tespit edilen bıçakla müvekkilimiz hayati bölgelerinden 2 darbe almış ayrıca bıçakta sanıpa ait dna izlerine rastlanılmadı bu suçun bıçak maktulün elinde iken sanığın meşru müdafa kapsamında saldırıyı def etmek isterken meydana gelen boğuşmada maktulün darbe aldığını gösteriyor..
Bodrum Turgutreis Mahallesinde 7 Temmuz 2020 tarihinde metruk binada çıkan kavgada arkadaşı Mehmet Zaman (45) tarafından bıçaklanan Hakan Arslan (45) hayatını kaybetti. Olaydan sonra kaçan ve kısa sürede yakalanan Zaman, sevk edildiği adliyede tutuklandı.Olayla ilgili davanın karar duruşması görüldü.Sanığın maktule yönelik kasten yaralama suçundan; TCK’nın 81/1, 29,
53-1-2-3, 63, 54/1, 58 maddeleri gereğince neticeten 17 yıl hapis cezası ile
cezalandırılmasına karar verildi
İstinaf yoluna tabi karara karşı, süresi içerisinde, başvuru hakkına sahip bulunan sanık
tarafından yapılan istinaf taleplerinin kabulü sonucu, ilk derece mahkemesince verilen
kararda bulunan hukuka aykırılıkların ancak yeniden yargılama yapılarak giderilebileceği
Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığının 02/11/2020 tarih, 2020/2540 esas sayılı
iddianamesiyle sonuç olarak; sanığın üzerine atılı “kasten öldürme” suçunu işlediği iddia
olunarak sanığın eylemine uyan TCK’nin 81/1, 82/ 1-b, 53/1, 54/1, 58, 63 maddeleri
uyarınca cezalandırılması talebiyle mahkememize kamu davası açılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ HÜKMÜ:
Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi’nin 22/12/2021 tarih 2020/351 Esas 2021/516 Karar
sayılı dosyasında Sanığın maktule yönelik kasten yaralama suçundan; TCK’nın 81/1, 29,
53-1-2-3, 63, 54/1, 58 maddeleri gereğince neticeten 17 yıl hapis cezası ile
cezalandırılmasına karar verilmiştir.
ESAS HAKKINDA MÜTALAA:
“Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2020/351 Esas sayılı dosyasında yapılan
yargılama neticesinde;
Sanığın maktule yönelik kasten yaralama suçundan; TCK’nın 81/1, 29, 53-1-2-3, 63,
54/1, 58 maddeleri gereğince neticeten 17 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar
verildiği, bu kararın sanık ve sanık müdafii tarafından istinaf edilmesi üzerine;
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi’nin 08/02/2022 tarihli 2022/413 Esas
sayılı kararı ile davanın yeniden görülmesine ve duruşma hazırlığı işlemlerinin başlanmasına
karar verildiği,
Yapılan değerlendirmede;
Evsiz olduğu anlaşılan sanık Mehmet Zaman ile maktul Hakan Arslan’ın Turgutreis’te
bulunan metruk otelde birlikte kaldıkları, suç tarihinde alkollü olan taraflar arasında tam
olarak belirlenemeyen bir nedenle çıkan tartışmanın kavgaya dönüştüğü ve sanığın adli
emanette kayıtlı bıçakla maktulü 41 kez yaralayarak ölümüne neden olduğu, ilk derece
mahkemesince eylemin tahrik altında kasten öldürme olarak doğru nitelendirildiği ancak
olayın gelişimi, savunma ve kavga sırasında sanığın da bıçakla yaralanmış olduğu hususu
gözönüne alındığında TCK’nun 29. Maddesi çerçevesinde makul miktarda cezadan indirim
yapılması gerektiği anlaşılmakla,
1)Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi’nin 22/12/2021 tarih 2020/351 Esas 2021/516 Karar
sayılı kararının CMK 280/2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2)Sanık Mehmet Zaman’ın maktul Hakan Arslan’a yönelik kasten öldürme suçundan
TCK’nın 3 ve 61. Maddeleri dikkate alınarak TCK’nun 81/1, 29, 53, 58, 63 maddelerince
cezalandırılmasına,
3)Sanığın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, muhtemel ceza miktarı, delil durumu
ve suçun katalog suçlardan olması hususu dikkate alınarak tutukluluk halinin devamına karar
verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur.” şeklinde mütalaada bulunmuştur.
SAVUNMA:
Sanık Mehmet Zaman İlk Derece Mahkemesinde Alınan Savunmasında; “ben bu
konuyla ilgili olarak soruşturma aşamasında ifade vermiştim bu ifadem doğrudur aynen
tekrar ederim. Turgutreis Bahçelievler Mahallesinde bulunan boş bir metruk otelde
kalmaktaydım. Hakan Arslan’da burada kalmaktaydı, ancak Hakan Arslan otelin üçüncü
katında kalıyordu, ayrıca otelde kalan başka şahıslarda vardı, kalan şahıslar otelin muhtelif
katlarında kalıyorlardı. Bildiğim kadarıyla Hakan Arslan hem uyuşturucu kullanıyor hemde
alkol alıyordu. Kaldığım otelde uyuduğum esnada Hakan Arslan alkollü bir şekilde yanıma
geldi. Kaldığım yerin kapısını tekme atarak açtı, Ben olaydan önce öğlen vakitlerinde
yaklaşık yarım litre kadar şarap içmiştim. Olay sırasında ne olduğunu anlayamadım. Ben
uykuyla uyanıklık arasında bir vaziyetteydim, ayrıca bana “telefonum nerede, bana
telefonumu ver” dedi. bunun üzerine ben kendisine telefonla bir alakam olmadığını söyledim,
bu sırada benim boğazımı eli ile sıkıyordu ve diğer eliyle de elinde bulunan bıçakla beni
karnımdan yaraladı. Ben yatakta yatar vaziyetteydim, yattığım yerden kalkamadım, bir süre
Hakanla boğuştuk, ben Hakan beni bıçaklamasın diye elini tutmaya çalıştım, aramızda geçen
boğuşma sırasında Hakan Arslan’ın elindeki bıçak yere düştü, aramızdaki boğuşma devam
ediyorken Hakan’ın benim odama gelirken elinde bulunan bıçak Hakan’a saplanmış ancak bu
bıçağın ne şekilde Hakan’a saplandığını bilmiyorum ve kaç kere Hakan’ın bıçakla
yaralandığını hatırlamıyorum. Olaydan sonra ben bayılmışım, sabahleyin saat 06:00-07:00
gibi uyandığımda Hakan yanımda kanlar içinde yatmaktaydı. Benimde üstüm başım kan
olmuştu. Kanın bir kısmı kurumuştu. Dışarı çıkarak denize girip temizlenmek istedim. Kanlı
tişörtümü denize girmeden önce bir ağacın dibine bırakmıştım. Denizden çıktığımda bu
tişörtü bulamadım. Ben kaldığım yerden ayrılırken bıçağı yanımdan götürmedim. Bıçak olay
yerinde kalmıştır. Yıkandıktan sonra tekrar kaldığım metruk otel odasına gittim temiz
kıyafetler almak için otele geri döndüm, otele geri döndüğümde Hakan’a bakmadan bir tane
beyaz tişört alıp odadan çıktım. Otelin tahminen 300 metre ilerisinde bulunan dere yatağında
beklemeye başladım, biraz kendime gelip daha sonra Jandarmaya gidecektim ancak akşam
saat 23:00 sıralarında jandarma ekipleri geldi. Ben o esnada uyumaktaydım. Beni bu şekilde
yakaladılar ve göz altına aldılar, olayın meydana gelmesi nedeniyle ben çok üzgünüm, böyle
bir şeyin olmasını kesinlikle istemezdim. ben daha önce yastığımın altında olduğunu beyan
ettiğim bıçağım Hakan Arslan tarafından olaydan önce çalınarak götürülmüş, Hakan
kendisinin ölümüne sebep olan bu bıçakla beni yaralamıştı, benim mahkeme huzurunda
vermiş olduğum ifadem daha doğrudur. Hakan Arslan ile olaydan önce herhangi bir
husumetimiz, kavga veyahut tartışmamız olmadı, Hakan Arslan olay anında beni karnımdan
yaraladı, olaydan önce kesinlikle benim karnımda herhangi bir yara veya yara izi yoktu. Ben
olaydan sonra sahile gelen Nail İğdeli ile konuşmuştum. Nail den başka birisiyle konuşup
konuşmadığımı hatırlamıyorum ben olay sırasında bıçakla Hakan’a herhangi bir hamle
yaptığımı hatırlamıyorum. Ben Hakan Arslan tarafından karnımdan 2 bıçak darbesiyle
yaralandım. Benim karnımda iki tane bıçak yarası vardı. Hakan Arslan beni üçüncü kez
yaralamak istediğinde elinden tuttum. Odaya geldiğinde bana sadece telefonla ilgili konuyu
söyledi, başka hiç birşey söylemedi odaya geldiğinde zaten sarhoştu. Olay anlattığım şekilde
meydana gelmiştir” şeklinde savunmada bulunmuştur.
Sanık Mehmet Zaman Dairemizce Alınan Savunmasında: ” konuya ilişkin olarak
daha önceden mahkemede yapmış olduğum savunmamı tekrar ederim.” şeklinde savunmada
bulunmuştur.
Müşteki Ayfer Arslan İlk Derece Mahkemesinde Alınan Beyanında; “Ben
iddianameye konu olayı anladım. Ölen Hakan Aslan benim eşim olurdu. Ölüm olayını
görmedim. Sanık Mehmet Zaman’ı da tanımam. Ölen eşim alkol ve uyuşturucu bağımlısıydı,
evliliğimiz döneminde aramızda sürekli huzursuzluklar vardı, ayrıydık. Eşim beni tehdit eder
ve bana şiddet uygulardı. Bu olaylardan dolayı eşim ile ayrıydık. Benim eşimin düzenli bir işi
yoktu. Öldürme olayından haberim yoktu, eşimin Bodrum’da ne iş yaptığını ne maksatla
orada olduğunu bilmiyorum. En son bildiğim kadarıyla Bodrum’a çalışmaya gitmişti. Haricen
öğrendiğim kadarıyla sanık ile birlikte metruk bir otelde kalıyorlarmış. Her ikisi de alkol ve
uyuşturucu bağımlısı olduğu için aralarında çıkan tartışma nedeniyle olay meydana gelmiş.
Olay hakkında bilgim yoktur, ölen her ne kadar benim eşim olsa da kendisi ile boşanma
davamız vardı. Sonuçlanmadığı için bu olayda eşi olarak beni aramışlardır. Ben olayı yapan
kişiden şikayetçiyim, cezalandırılmasını istiyorum, davaya da katılmak istemiyorum,
çocuklarım babasız kalmıştır, onların bakımı tarafımdan karşılanmaktadır. Destekten yoksun
kaldığım için zararım vardır, uzun süredir ayrı olduğumuz için kendi kendime yetmeyi
öğrendim. Bu nedenle zararım yoktur” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLER:
Tanık Necdet Yel İlk Derece Mahkemesinde Alınan Beyanında; “olay olduktan
sonra öğlen vakitlerinde bir arkadaşım ile birlikte Turgutreis mahallesinde oturduğum sırada
tuvalet ihtiyacımı gidermek için kalktığımda sanık Mehmet Zaman’ın gördüm, bu sırada
Mehmet Zaman’ın elinde siyah bir poşet vardı, tahmin ettiğim kadarıyla poşetin içerisinde
alkol şişesi vardı, Mehmet Zaman’ı gördüğümde gözleri kan çanağı olmuştu ve “benim
paramı çalıyorlar, şarabımı çalıyorlar, birilerini öldüreceğim” şeklinde sözler söyleyince
bende Mehmet Zaman’a git evine yat sen sarhoşsun dedim. Ben arkadaşımın yanına döndüm,
Mehmet Zaman ise bizim yanımızdan ayrıldı, ilerleyen saatlerde beni jandarma gelip aldı ve
jandarmada ben olayın olduğunu öğrendim. olay ile ilgili bilgim ve görgüm bundan ibarettir”
şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık Nail İğdeli İlk Derece Mahkemesinde Alınan Beyanında; “Ben sanığın çok
eskiden beri tanırım. Kendisi metruk binalarda yaşar. 06/07/2020 günü sabah saat 06:00
sularında evimden çıkarak denize girmek amacıyla sahile gittim. Burada sanığı gördüm.
Sanığın üzerinde tişört yoktu. Karın bölgesinde iki yada üç tane bıçak kesiği izi vardı.
Gördüğüm kadarıyla bu kesikler yeni oluşmuş durumdaydı. Sanık denize girmiş üzerini
temizliyordu. Sanığa ne olduğunu sorduğumda akşam kaldığı metruk otel binasına şarap ve
yiyecek koyduğunu, akabindne dışarıya çıktığını, döndüğünde maktul Hakan Arslan’ın
bunları aldığını, gece uyuduğu sırada maktulun yanına gelerek kendisini cep telefonunu
çalmakla itam ettiğini, almadığını söylemesi üzerine de maktulün kendisine bıçakla
saldırdığını, yaraladığını, kendini korumak amacıyla karşılık verdiğini, aralarında arbede
çıktığını söyledi. Ben denize girdim. Bir saat kadar sonra bira alarak sanığın yanına gittim.
Olayın daha ayrıntısını öğrenmek istedim. Ancak sanık bu sefer bana kendisini kedi
tırmaladığını söyledi. Bunun üzerine ben de olayı önemsemedim. Çünkü sanık dengesiz
biridir. Daha sonra çevreden maktulün öldürüldüğünü duyunca bunu sanığın yapmış
olabileceğini düşünerek jandarmaya gidip ifade verdim. Benim olayla ilgili bilgim bundan
ibarettir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık Özgür Bakışğan Talimat Mahkemesinde Alınan Beyanında; “Ben o gün
akrabam Kadir Akkaya ile birlikte evden çıkarak olayın geçtiği metruk binaya geçtik, orta
katta kalıyorduk, bağırışma sesi duyunca korktuk, bağırışma sesi alt kattan geldi, biz de orta
katta korktuğumuz için yukarı kata çıktık, kolluk kuvvetlerini görünce rahatladık, sonra
yattığımız yere geri döndük, benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir, maktul ve sanığı
tanımam” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Sanık hakkında maktulü tahrik altında kasten öldürme suçundan kurulan ve
hükmolunan ceza miktarı itibariyle Resen de istinafa tabi hükme karşı sanık ve müdafii
tarafından da istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizce esastan yapılan
incelemede tanık beyanlarına ve sanık anlatımına göre suç tarihinin Yerel Mahkemenin karar
başlığındaki kabulünün aksine 07/07/2020 değil 05/07/2020 olduğu, sanığın, maktulün
kendisini göğsünden ve karnından 1 er adet olmak üzere kesici aletle yaraladığı yönündeki
savunması doğrular mahiyetteki İstanbul adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi raporunun sonuç
kısmındaki “Kişinin Bodrum Devlet Hastanesince 07/07/2020 tarihinde yapılan
muayenesinde göğüste 1 adet ve karında 1 adet olmak üzere kabuk tutmaya başlamış
yüzeysel kesi skarı tarif edildiği hafif kabuk tutmaya başlamış olarak nitelendirilen bu
yüzeysel kesilerin yapılan nitelendirmeye göre 1-3 günlük yaralanma olduğu, kesici aletle
husulünün mümkün olduğu” yönündeki görüş karşısında hafif kabuklaşmaya başlamış olmak
ve basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte olmakla birlikte suç tarihi ile uyumlu ve
sanığın savunmasını doğrular mahiyetteki Adli Tıp Kurumunun bilimsel görüşü
doğrultusunda 12 yıldan 18 yıla hapis cezası öngören TCK 29 maddesi ile yapılan uygulama
sırasında makul bir indirimle ceza tayini yerine asgari miktardan sadece 1 yıl ayrılmak
suretiyle 17 yıl hapis cezasına hükmolunarak fazla ceza tayini nedeniyle davanın yeniden
görülmesine karar verilerek dosyada mevut tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Sanık Mehmet Zaman’ın evsiz olduğu ve Turgutreis Mah. Bahçelievler
Caddesinde bulunan harabe haldeki Water Well isimli metruk otelde kaldığı, maktul Hakan
Arslan’ın da evsiz olup aynı metruk otelde barındığı, tarafların aynı yerde kalmaları nedeniyle
tanıştıkları, olay tarihinde gece saat 23:00-24:00 sıralarında sanık ile maktul arasında sebebi
tespit edilemeyen bir tartışmanın yaşandığı, her iki tarafın da alkollü oldukları, tartışmanın
arbedeye dönüştüğü, maktulün, sanığı 1 tanesi göğsünden ve 1 tanesi karnından olmak üzere
yüzeysel kesiler oluşturacak şekilde bıçakla yaraladığı, bu sırada sanığın Adli Emanetin
2020/771 sıra sayısında kayıtlı olan bıçağı alarak maktulün vücudunun çeşitli bölgelerine
saplayarak onun ölümüne sebebiyet verdiği, otopsi raporunda maktulün vücudunda tespit
edilen 41 yaralanmadan 9 adedinin göğüs boşluğu ve karın boşluğuna girerek iç organ
yaralanmasına ve büyük damar kesisine neden olduğunun ve müstakilen öldürücü nitelikte
bulunduğunun bildirildiği, aynı otopsi raporunda maktulün kanında 230 mg ethanol ile
uyuşturucu etken madde içeren diazapam, medazepam, nondiapezam ve temopezam
bulunduğunun da bildirildiği, bağırışma ve seslerin çevrede bulunanlar tarafından duyulması
üzerine olayın jandarmaya ihbar edildiği, sanık savunması ile özellikle bilgi sahibi Nail
İğdeli’nin anlatımlarından suç tarihinin 05/07/2020 gününü 06/07/2020 ye bağlayan gece
olduğunun anlaşıldığı, sanığın 2 gün sonra 07/07/2020 tarihinde olayın meydana geldiği
metruk otelin yakınındaki sahilde yakalandığı, sanığın, öncesinde maktulün kendisini
karnından ve göğsünden bıçakla yaraladığı yönünde savunmada bulunduğu sanık hakkında
suç tarihinden 2 gün sonra yakalandığında yani 07/07/2020 tarihinde Bodrum Devlet
Hastanesince yapılan muayenesinde göğüste 1 adet ve karında 1 adet olmak üzere kabuk
tutmaya başlamış yüzeysel kesi skarı tarif edildiği, bu hususta İstanbul Adli Tıp Kurumu 2.
İhtisas Kurulundan görüş sorulduğu, 2. İhtisas Kurulunca “Kişinin Bodrum Devlet
Hastanesice 07/07/2020 tarihinde yapılan muayenesinde göğüste 1 adet ve karında 1 adet
olmak üzere kabuk tutmaya başlamış yüzeysel kesi skarı tarif edildiği hafif kabuk tutmaya
başlamış olarak nitelendirilen bu yüzeysel kesilerin yapılan nitelendirmeye göre 1-3 günlük
yaralanma olduğu, kesici aletle husulünün mümkün olduğu” yönünde görüş bildirildiği, yine
dosyada mevut İstanbul Adli Tıp Gözlem İhtisas ve 4. İhtisas Kurullarının raporlarında
sanığın TCK 32 maddesi kapsamında cezai ehliyetinin tam olduğunun bildirildiği, her ne
kadar sanık hakkında nitelikli kasten öldürme suçundan TCK 82/1-b maddesinin tatbiki
istemiyle dava açıldığı anlaşılmış ise de sanığın maktulü, 9’u öldürücü 41 bıçak darbesiyle
yaralayarak öldürdüğü anlaşılan olayda; pek çok öldürücü nitelikte yara ika edilmesinin
suçun tek başına canavarca hisle ya da eziyet çektirerek işlendiğini kabule yeterli
bulunmadığı, canavarca hisle öldürme, sırf öldürmüş olmak için öldürme, ölenin acı
çekmesinden zevk duymak için öldürme olup, eziyet çektirerek öldürme ise ölümü meydana
getirme bakımından zorunlu olmayan ve ölüme takaddüm eder vahşice hareketler olup
sanığın öldürme kastının yanında işkence ya da eziyet çektirme kastının da bulunması
gerektiği, sırf ölüm neticesini almak için tehevvürle maktulün vücudunun öldürücü
bölgelerine bıçakla çok sayıda darbenin yapıldığı somut olayda maktulün aldığı bıçak
darbeleri sonucu hayatını kaybettiği göz önünde bulundurulduğunda sanığın canavarca hisle
ya da eziyet çektirerek öldürme amacıyla hareket ettiğini kabule yeterli her türlü kuşkudan
uzak yeterli kesin kanıt bulunmadığı anlaşıldığından TCK 82/1-b maddesi tatbik edilmemiş
ve sanığın eylemine uyan aynı yasanın TCK 81/1 maddesi uyarınca müebbet hapis cezası ile
cezalandırılması yoluna gidilmiş, sanık hakkında koşulları oluşmadığından meşru savunmaya
ilişkin TCK 25 ve meşru savunmada sınırın aşılmasına ilişkin TCK 27/2 maddeleri
uygulanmamış, ancak öncesinde otopsi raporuna göre kanında alkol ve uyuşturucu etken
maddesi de bulunan maktulün, yaşadıkları metruk binada sanığın yattığı yerin başına gelip
aldığı alkolün de etkisi ile cep telefonunun kaybolmasından sanığı sorumlu tutmak suretiyle
çıkardığı tartışmanın ardından onu basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte olmakla
birlikte 1 tanesi karından ve 1 tanesi göğsünden olmak üzere yüzeysel kesiler oluşturacak
şekilde bıçakla yaralamış olması karşısında 12 yıldan 18 yıla hapis cezası öngören TCK 29
maddesi ile yapılan uygulama sırasında oluşa uygun düşecek makul bir indirimle 15 yıl hapis
cezasına hükmolunmuş, fiil sonrası ve yargılama sürecinde olumlu davranışlarda bulunan
sanık için TCK 62 maddesi tatbiki ile takdiri indirim uygulanmış, mükerrir sanık hakkında
TCK 58 maddesi de tatbik edilerek aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur
H Ü K Ü M:Gerekçesinde açıklandığı üzere;
Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi’nin 22/12/2021 tarih, 2020/351 esas 2021/516
karar sayılı kararı kaldırılarak;
Sanık Mehmet Zaman’ın maktul Hakan Arslan’a yönelik kasten öldürme suçundan
TCK’nın 81/1. maddesi gereğince, müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına,
Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet ve şiddetli elemin etkisi altında sanığın
suçunu işlediği anlaşıldığından, haksızlık oluşturan eylemin niteliği, ağırlığı ve sanığın
üzerinde oluşturduğu hiddet ve şiddetli elemin boyutu dikkate alınarak, sanığa verilen
cezanın TCK’nın 29/1 maddesi gereğince taktiren sanığın 15 yıl hapis cezası ile
cezalandırılmasına,
Fiil sonrası ve yargılama sürecinde olumlu davranışlarda bulunan sanığa verilen
cezanın TCK’nın 62/1.maddesi gereğince taktiren 1/6 oranında indirilerek, SANIĞIN
NETİCETEN 12 YIL 6 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53/1-2-3 maddesinin uygulanmasına,
Bodrum 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/494-2017/164 sayılı ilamı ile kasıtlı
suçtan verilen hapis cezasının denetim süresi içerisinde yeniden suç işleyen sanığa verilen
hapis cezasının TCK’nın 58/6 maddesi gereğince 1. kez mükerrirlere özgü infaz rejimine
göre çektirilmesine, sanığa verilen hapis cezasının infazından sonra TCK’nın 58/7 maddesi
gereğince denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına,
Sanık hakkında şahsi hürriyetini sınırlama sonucu doğuran ve karar başlığında
gösterilen sürelerinin TCK’nın 63 maddesi gereğince sanığın cezasından MAHSUBUNA,
Sanığa verilen ceza miktarı, tutuklukta geçen süre, atılı suçun CMK’ da düzenlenen
katalog suçlardan olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, tutuklama nedenlerinin
varlığını gösteren yeterli delillerin bulunduğu, adli kontrol uygulanmasının bu aşamada
yetersiz kalacağı ve tutuklama tedbirinin işlendiği iddia edilen suça ve bu suçun kanunda
öngörülen cezasına nazaran ölçülü olduğu anlaşıldığından, tahliye talebinin reddi ile
CMK’nın 100 ve devamı maddeleri gereğince sanığın tutukluluk halinin devamına,
Sanığın bulunduğu ceza infaz kurumu müdürlüğüne müzekkere yazılarak;
tutuklamanın devamına ilişkin karardan bir suretin sanığa tebliğ edilmesi, sanığın tutukluluk
halinin devamına ilişkin kararın kendisi yahut C.Başsavcılığı kanalıyla tutuklunun bir
yakınına veya belirlediği bir kişiye gecikmeksizin haber verilmesinin istenilmesine,
Tutukluluğun devamı kararına karşı dairemize verilecek dilekçe veya tutanağa
geçirilmek üzere zabıt kâtibine bulunulacak beyanla yada tutuklu bulunduğu ceza infaz
kurumu ve tutukevi müdürlüğüne beyanda bulunmak suretiyle, tefhim tarihten, tefhim
sırasında hazır bulunamayan ilgilinin ise kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren
yedi gün içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesine itiraz edebileceğine,
Hüküm özetinin sanığın tutuklu bulunduğu cezaevi müdürlüğüne gönderilmesine,