Bodrum Gölköy Mahallesi’nde orman vasıflı devasa bir alanda kapasite artırımı planlayan turizm projesi için Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci başladı. Proje, 2. derece doğal SİT ve arkeolojik SİT alanlarının dibinde yükseliyor. 12 Haziran’da yapılacak halkın katılımı toplantısı öncesi, çevreciler ve yurttaşlar tepkili: “Bodrum’un geleceği toprağın altında değil, betonun üstünde aranıyor!”

Bodrum’un Gölköy Mahallesi’nde AKFEN Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. tarafından yapılması planlanan “Bodrum Loft Turizm Konaklama Tesisi Kapasite Artışı ve Revizyonu” projesi için ÇED süreci 16 Mayıs 2025 tarihi itibarıyla resmen başladı. 22.6 milyon metrekarelik orman vasfı taşıyan kamu arazisi üzerinde planlanan projeye dair “halkın katılım toplantısı” ise 12 Haziran 2025’te yapılacak.

Orman alanı SİT bölgesi, turistik tesis!

Projeye dair ÇED dosyasına göre; kapasite artışı planı, hali hazırda Gölköy 112 ada 4 parselde bulunan ve orman vasfı taşıyan 57 bin metrekarelik alan üzerindeki Bodrum Loft Otel’e ilave olarak 314 ada 1 nolu 22.668.463 metrekarelik (!) ormanlık alanın 2 bin metrekarelik kısmının tahsisini kapsıyor. Toplamda 12 odalık ek yapılaşma, üç yeni blok ve ek yat yanaşma düzenlemeleri öngörülüyor.

Ancak söz konusu alan yalnızca orman değil; aynı zamanda 2. derece doğal SİT alanı, III. derece arkeolojik SİT sınırına komşu ve devlet hüküm ve tasarrufu altındaki kıyı alanları da projeye dâhil edilmiş durumda.

Mendirek, dolgu yapılmayacak!

Mevcut dört iskele, proje kapsamında yalnızca tesise ulaşım amaçlı yatlara hizmet verecek şekilde revize edilecek. Herhangi bir yeni mendirek, dolgu ya da bakım-onarım tesisi yapılmayacağı ifade edilse de; kamuoyunda bu tür ifadeler, daha önce birçok kez “dolaylı yapılaşma”ya zemin hazırladığı gerekçesiyle endişe ile karşılanıyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan 49 yıllık tahsis

Tesise dair daha önce verilen 49 yıllık kesin tahsis, şimdi yeni bir parselin de dahil edilmesiyle genişletiliyor. Kapasite artırımıyla birlikte 20 yataklık yeni bir konaklama alanı yapılacak. Proje, ÇED Yönetmeliği’nin Ek-2 listesi kapsamında değerlendirildiği için kapsamlı bir çevresel etki analizi yapılması zorunlu değil. Ancak Bakanlık, projenin özel durumları nedeniyle ÇED raporu hazırlanmasını “uygun” gördü.

Gölköy’ün orman ve kıyı dokusuna ihanet projesi

Gölköy gibi hassas bir ekolojik dengesi bulunan, orman ve kıyı dokusu ile öne çıkan bölgelerde bu tür kapasite artırımları, “ranta dayalı yapılaşma” şüphesiyle karşılanıyor. Proje alanı yalnızca bir otel genişlemesi değil; aynı zamanda yeni ulaşım ve altyapı talepleri, doğaya baskı ve sosyo-kültürel dokuya etki anlamına geliyor.

Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) üyeleri ve bölgedeki yurttaşlar ise tepkili:
“Yüzbinlerce metrekarelik ormanı temsil eden bir parselde ‘sadece 2 bin metrekarelik’ bir yapılaşmadan söz etmek gerçekçi değil. Bu girişimler, doğayı parselleyen büyük yatırımların önünü açar.”