Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bizzat belediye başkanlarının himayesinde yapılan hazırlıkları da deşifre ediyor kayyumlarımız vasıtasıyla darma dağın ediyoruz. İşledikleri suçun hesabını sorduk, soracağız. Açık söylüyorum şimdi Mart seçimleri geliyor. Bu seçimlerde de bu tür teröre bulaşmış olanlar olur ya sandıktan çıkacak olursa. Öyle bekleyelim şu olsun bu olsun yok. Anında gereğini yapıp kayyum tayinleri ile yolumuza devam edeceğiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin 27’nci İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nın kapanış konuşmasını gerçekleştirdi. Erdoğan, toplantıya katılan tüm partililere teşekkür ederek, “AK Parti medeniyetimizin ve tarihimizin kendine yüklediği bu büyük davayı hep ileriye taşımayı başarmıştır” diye konuştu. İnsanlar gibi ülkelerin ve partilerin de sürekli sınamalara maruz kaldığını kaydeden Erdoğan, Türkiye ve AK Parti olarak son yıllarda siyasi, ekonomik ve sosyal pek çok sınama ile karşılaştıklarını söyledi. Erdoğan, “Gün oldu, vesayetin kıskacında bizi boğmaya çalıştılar. Gün oldu, sokaklarımızı karıştırmak istediler. Gün oldu, terör örgütlerini üzerimize saldırdılar. Gün oldu, FETÖ ihanet çetesini kullanarak, topyekun ülkemizi işgal etmeye kalkıştılar. Gün oldu, sınırlarımız ötesinden üzerimize ateş yağdırdılar. Hamdolsun, milletimizle beraber ülkedeki milli ve yerli duruş sahibi kesimler ile birlikte bu tuzaklarını, oyunlarını hepsini de boşa çıkardık” dedi.
‘CHP’Yİ YİNE KARŞI CEPHEDE GÖRÜYORUZ’
Siyasi alternatif konumunda olması gereken partinin, her defasında Türk milletinin düşmanlarıyla aynı safta yer almasının kendilerini üzdüğünü söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yanlış anlaşılmasın. Bizim sorunumuz asla siyasi muhalefet değil. Muhalefetin demokrasinin vazgeçilmez unsuru olduğunu biliyoruz. Bizim sıkıntımız herhangi bir konudaki eksiğimizin, varsa yanlışımızın ifade edilmesi de değildir. Biz en kritik dönemlerde düşmanlarımızın safında yer alanlardan, onlardan bize yönelmiş siyasi ve ekonomik silahlarına adeta cephane taşıyanlardan mustaribiz. Bölücü terör örgütünün güdümündeki HDP’yi bu ilişkisini kesemediği sürece meşru siyasetin aktörü olarak görmemiz zaten mümkün değildir. Maalesef bizi üzüntüye sokan zihniyetin en büyük temsilcisi ana muhalefet partisidir. Gezi olaylarında vandallarla mücadele ediyoruz, CHP’yi onlarında yanında buluyoruz. Ülkemizi FETÖ’cülerin tuzaklarından kurtarmak için çaba gösteriyoruz, CHP’yi onların saflarında görüyoruz. Biz gece Atatürk havaalanına iniyoruz, meğerse bizden yaklaşık 2,5 saat önce bay Kemal oraya geliyor ve oradan tanklar öncülüğünde bindiriliyor, bir otomobile Bakırköy Belediye Başkanı’nın evine gidiyor, oradan devlete, ülkemize yapılan darbeyi kahvesini yudumlayarak izliyor. Ondan sonra utanmadan, sıkılmadan ‘Benim bu işlerle alakam yok’ diyor. Hepsi kayıtlarda var. Televizyon kayıtlarında var. Ya sen böyle bir adamsın. Korkaksın, ürkeksin, ne millisin ne yerlisin. Bölücü terör örgütünün çukur eylemlerine karşı destansı bir mücadele yürütüyoruz, CHP’yi yine karşı cephede görüyoruz. Yaşadığımız son hadiselerde yine benzer bir durumla karşı karşıya kaldık. Ama artık milletim yutmuyor. Şehitlerimizin aileleri artık yutmuyor ve ‘Hangi yüzle sen buraya geldin?’ demeye başladılar. Türkiye ekonomik bağımsızlığına yönelik sistematik bir saldırıya karşı kamusuyla özel sektörü ile tarihi bir mücadele veriyor. Peki ana muhalefet partisi ne yapıyor? Her zamanki gibi safını ülkesinin ve milletinin değil, karşı tarafından yanında belirleyerek ortalığı karıştırmaya çalışıyor. Bunun adı muhalefet değildir. Bunun adı fırsatçılık bile değildir, olsa olsa alçaklıktır.”
‘TÜRKİYE, IMF DEFTERİNİ AÇMAMAK ÜZERE KAPATTI’
“Şahsıma, AK Parti hükümetlerinin en çok gurur duyduğum icraatları sorulsa ülkemizi IMF boyunduruğundan kurtarmamız olur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
“Hep söylüyoruz, bugün de söyleyeceğim. Biz göreve geldiğimizde unutmayın, 23,5 milyar dolar IMF borçla devir aldık. 2013’te ne yaptık? Tamamen sıfırladık. Ya bay Kemal bunu yapan biz değil miyiz? IMF boyunduruğundan bu ülkeyi kurtaran biz değil miyiz? Peki bu IMF meselesi niye bu kadar önemli? IMF’nin misyonu, ödemeler bilançosu bozulmuş olan ülkelere kredi vermek ve onların sadece mali değil aynı zamanda siyasi yapılarını da dönüştürmek. Bu misyonu gereği IMF kurumlara veya özel firmalara değil sadece devletlere borç verir. Türkiye 1960 darbesinin ardından IMF’nin pençesine düşmüş ve AK Parti dönemine kadar kurtulamamıştır. İşte bazı yaptığımız ziyaretlerde birileri bize hala utanmadan, sıkılmadan ‘IMF’den size destek verelim, bunu sağlayalım’. Bizim böyle bir derdimiz yok ki defteri kapattık. Biz şu anda ülkemize yatırım için arayıştayız. Varsa yatırım yapacak ülkemize biz onların önünü açarız. Buyursunlar, gelsinler, yatırımlarını yapsınlar. Siyasi bağımsızlık gibi ekonomik bağımsızlığının bedelinin yüksek olduğunu hep birlikte yaşayarak gördük. IMF’nin bir ülkeyi kıskaca alması için önce belli şartların oluşması gerekiyor. Bugün Türkiye IMF’nin kredi desteğine ve buna bağlı teknik yardımına ihtiyaç duyacağı seviyeden çok ama çok uzaktadır. Ekonomik göstergelerimizin diğer ülkelerle karşılaştırıldığında çok iyi konumdadır. Türkiye IMF defterini tekrar açmamak üzere kapatmıştır. Türkiye’nin IMF ile yolunun kesişmesi söz konusu değildir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin güçlü mali disiplini ve ortaya koyduğu ayakları yere basan ekonomik politikaları ile borç yönetimini kolayca gerçekleştirme kapasitesine sahip olduğunu belirterek, “Son dönemde gerçekleşen küresel spekülatif saldırılara ve algı operasyonlarına rağmen Temmuz ayında yüzde 123 olan borcu çevirme oranımız Eylül ayı itibarıyla yüzde 109 gerilemiştir” dedi.
‘ÖNCE SİZ KENDİ GEÇMİŞİNİZDEKİ LEKELERİ TEMİZLEYİN’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti’nin 27’nci İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nın kapanış konuşması sırasında, kürsüden eski gazete kupürlerini göstererek, CHP’ye yönelik eleştirilerde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
“Bakın, burada İnönü’yü görüyorsunuz. Elindeki bayrağı da görüyorsunuz. Elindeki bayrak Türk bayrağı değil, elindeki bayrak Amerika bayrağı. Bunların geçmişi hep böyle. Dün neydi ki bugün ne olacak? Bunu elinde niye taşıyor? Bu bir teşekkürname. Bunun için taşıyor ve şu anda güneyimizde Amerika’nın kokartlı komandoları kimlerle yan yana? Teröristlerle. Kim o teröristler? PYD, YPG, PKK; onlarla kol kola., el ele, omuz omuza. Peki bunlar kiminle kol kola? Bunlar da yine CHP ile HDP ile kol kola ve bunlara karşı şu anda mücadeleyi veren kim? Benim Mehmet’im. Mehmetçiğimizi bu noktada istismar edenler kim? Yine CHP yine HDP. 8 şehidimizin olduğunda bunun sorumlusu kimler? PKK değil mi? Peki onun perde arkasında kimler, HDP değil mi? CHP değil mi? Bunların en ufak bir rahatsızlığını duyduk mu? Duyuyor muyuz? Yok. Sadece dostlar alışverişte görsün, diye gelirler; bir cenaze merasiminde görünürler. Kimi uyutuyorsunuz, kimi kandırıyorsunuz? Artık bu millet bunları yutmaz ve yutmayacak. İnönü’nün ülkenin başında bulunduğu dönemde, Amerikan yardımları bahane edilerek tüm stratejik savunma sanayi projelerimiz iptal edilmiş, araştırma, geliştirme ve üretim faaliyetleri durdurulmuş, fabrikaların kapısına kilit vurulmuştur. Şimdi sizlere 1940’lı yıllara, yani İnönü dönemine ilişkin yine bazı gazete kupürlerini de göstermek istiyorum. Bakınız, ‘Türkiye’nin ihtiyacı tetkik ediliyor, Amerikan hükümeti yeni yardım projeleri hazırlamayı düşünüyor’ ve 4 Temmuz 1948 tarihinden itibaren Türkiye, Marshall yardımlarını almaya başladı. Bay Kemal hatırlatayım, diye gösteriyorum. ‘Türkiye ve Yunanistan’a yardım yapılması için Truman 400 milyon dolar istedi’. Başkan diyor ki ‘Türkiye’nin bağımsız olarak bekasının ehemmiyeti büyüktür’. Yağcılarda inecek var. İşin hallolması gerekiyor ve tablo bu. Daha da önemlisi ‘Missouri büyük ilgi ve sevgi ile karşılandı’. Ne oyunlara gelmişiz be ve hepsinden öte Amerikan ayanı yardımı kabul etti. Uçak yapımına ABD yardımı sonrasında son verildi. Ne dediler? ‘Siz niye yapıyorsunuz, biz size veririz, sizin yapmanıza gerek yok’ dediler ve Sivas’tan çıkan yürüyüş işte böyle durduruldu. Ve bütün o adımlar, gerek ‘Hürkuş’ olsun gerek diğerleri olsun, hepsi böyle durduruldu. Eğer o gün bunlar yapılmış olsaydı bugün biz çok ama çok farklı yerdeydik. İşte bu utanç verici mirasın sahibi CHP, bugün çıkmış bizi IMF ile şununla bununla suçluyor. Önce siz kendi geçmişinizdeki lekeleri temizleyin. Bir parti düşünün, Amerika yardımını sevinç naralarıyla karşıladığı dönemin ardından geçen 70 yılı aşkın süreye rağmen hala aynı zihniyette ısrar ediyor.”
‘CHP’NİN SEÇİMLERDE BOYUNUN ÖLÇÜSÜNÜ ALACAĞINA İNANIYORUM’
Dünyanın, Türkiye’nin siyasi ve ekonomik mantığın değiştiğini; ancak CHP’nin değişmediğini kaydeden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bunun adı istikrar değil, bunun adı ilkelliktir. Tek parti zihniyetinde çakılıp kalmakla övünenler elbette ne demokraside ne ekonomide ne dış politikada geldiğimiz yeri hazmedemezler. Bu parti, mevcut zihniyetiyle Türkiye’yi ileri taşımayı değil, geri götürmeyi hedefliyor. Milletimizin bunların gericiliğini gördüğü içinde kendilerini yüzde 25’lik bir dilime hapsetti hatta son seçimde onun da altına düşürdü. 2019 mahalli seçimlerinde CHP’nin bir kez daha boyunun ölçüsünü alacağını inanıyorum. Hizmet adına, yatırım adına, proje adına hiçbir varlık ortaya koyamayan bu partiye milletimiz hak ettiği dersi sandıkta verecektir. Yeter ki biz milletimizin beklentilerine, taleplerine, umutlarına karşılık vermeye devam edelim. Yeter ki biz milletimizin gönlündeki o müstesna yerimizi korumaya devam edelim. Bu, bizim için çok önemli. Bunu başardığımızda, yıllarca dişe dokunur tek hizmet göremediği halde ısrarla CHP’nin arkasında duran belirli il ve ilçelerimizdeki vatandaşlarımızın da yavaş yavaş tercihlerinin değiştireceklerine inanıyorum. İstismar siyasetinin ömrü dolmuştur. Dönem, hizmet siyasetinin yükseliş dönemidir. Dönem, gönülleri fethetme dönemidir. Mahalli seçimlerdeki başarımızın anahtarı, işte bu yaklaşımı milletimize gerektiği gibi anlatabilmemize bağlıdır. Ömrünün 40 yılının bu mücadeleye adamış bir siyasetçi olarak önümüzdeki seçimlerde bu potansiyeli harekete geçirebileceğimizi ben siz değerli kardeşlerimizde görüyorum. Gece gündüz çalıştığımızda neticeye ulaşabileceğimize gönülden inanıyorum.”
‘CEZAEVLERİNİ BOŞALTMAK İÇİN AF ÇIKARILMAZ’
MHP’nin af teklifine de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
“Son günlerde birtakım tartışmalara, birtakım tekliflere şahit oluyoruz. Af meselesinden çocuk istismarına, geniş bir yelpazeye yayılan bu tartışma konularında AK Parti olarak bizim öncelikli ölçümüz mahşeri vicdandır. Şu veya bu kesim, şu veya bu şahsın çıkarına ama milletimizin ortak hissiyatına aykırı hiçbir iş bizim makbul değildir. Geçmişte çok aflar çıkarıldı. ‘Bu affı çıkarır da bundan ne kadar siyasi rant elde ederiz’ diye düşünemeyiz. Geçmişte bunları gördük. Rahşan affında da gördük ondan önceki aflarda da gördük. Biz aynı şekilde adım atamayız ve ölçü belli. Bu ölçüye göre başta Adalet Bakanı’mız olmak üzere biz talimatımızı verdik. Çalışmalarınızı yapın, yapılabilecek bir şey varsa bunun en geniş anlamda sizde çalışmalarınız yapın ve o çalışmalardan sonra bu konuda ne gibi bir adım atarız ona bakalım. Efendim, cezaevleri dolmuş. Cezaevlerini boşaltmak için af çıkarılmaz. O zaman adama sorarlar, ‘Bu cezaevlerini niye yaptınız, veya niye var?”
‘CUMHURBAŞKANI OLARAK BU İŞİN TAKİBİNDEYİM’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın kaybolmasıyla ilgili “Ben de cumhurbaşkanı olarak bu işin takibindeyim, kovalıyorum. Buradan çıkan sonuç ne olacaksa onu da dünyaya bildireceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin 27’nci İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nın kapanış konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. MHP’nin af teklifiyle ilgili sorular üzerine Erdoğan, “MHP’nin teklifi kendisine aittir. Biz AK Parti olarak nasıl bir teklifle karşısına çıkarız, nereye kadar yaklaşırız; bunların hepsi arkadaşlarımızın çalışmasından sonra ortaya çıkacak. Yarın Macaristan ziyaretim var. Macaristan’dan döndükten sonra bizim hukukçu arkadaşlarımızın yaptığı çalışmalar da var. Bu çalışmaların hepsini bütünleştireceğiz, kendilerinden brifing alacağım. Bu brifingler neticesinde nasıl bir yaklaşım ortaya koyacağız bunu açıklayacağız” diye konuştu.
“MHP’nin teklifi ayrı, AK Parti’nin teklifi ayrı mı; böyle mi anlamalıyız? AK Parti başka bir teklif mi sunacak” sorusuna Erdoğan, “Hayır yani o teklifi nereye kadar paylaşırız, nereye kadar paylaşmayız şüphesiz ki bir duruşumuz olacak bir görüşümüz olacaktır” diye cevap verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın kaybolması ile ilgili olarak ise “Ben inanıyorum ki bu dünyada bizim ülkemizde bu tür bir şeyin olması hususunda, özgürlüklerin takipçisi olanlar, düşünce hürriyetinden yana olanlar, bu işin peşini bırakmayacaklardır. Ben de cumhurbaşkanı olarak bu işin takibindeyim, kovalıyorum. Büyükelçiliğe girişler, çıkışlar vs. hepsi inceleniyor, takip ediliyor. Buradan çıkan sonuç ne olacaksa onu da dünyaya bildireceğiz” dedi.
“TERÖRE BULAŞMIŞ OLANLAR SANDIKTAN ÇIKACAK OLURSA. ANINDA KAYYUM TAYİNLERİ İLE YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kızılcahamam toplu açılış töreninde konuştu. Terörle mücadele vurgusu yapan Erdoğan, “Terör sorununu Türkiye’nin gündeminden tamamen çıkarmakta kararlıyız. Tendürek’te, Kandil’de, Sincar’da hepsinde de inlerine giriyoruz ve gireceğiz. İçimizdeki kimi gafillerin engellemelerine rağmen 4 bin 584 teröristi etkisiz hale getirerek Afrin’i bölücü örgütün esaretinden kurtardık. Bizzat belediye başkanlarının himayesinde yapılan hazırlıkları da deşifre ediyor kayyumlarımız vasıtasıyla darma dağın ediyoruz. İşledikleri suçun hesabını sorduk, soracağız. Açık söylüyorum şimdi Mart seçimleri geliyor. Bu seçimlerde de bu tür teröre bulaşmış olanlar olur ya sandıktan çıkacak olursa. Öyle bekleyelim şu olsun bu olsun yok. Anında gereğini yapıp kayyum tayinleri ile yolumuza devam edeceğiz. Beklemek yok. Önümüzdeki dönemde de millete hizmetkar olmak yerine Kandil’deki terör baronlarına kul köle olanlara fırsat vermeyeceğiz. Terör örgütünün kalıntılarını her yerden söküp atana kadar mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz” diye konuştu.
“AÇIK SÖYLÜYORUM BİZ KUKLALARI DA KUKLACILARI DA ÇOK İYİ BİLİYORUZ”
Ekonomiye ilişkin Erdoğan, “Açık söylüyorum biz kuklaları da kuklacıları da çok iyi biliyoruz. Kimin kimle hangi pazarlıklara giriştiğini de gayet iyi biliyoruz. Bu kuşatma girişimlerine asla boyun eğmeyeceğiz. Ekonomik sabotajlar üzerinden milli onur ve egemenliğimizin çiğnenmesine kesinlikle fırsat vermeyeceğiz. Bir kez daha ilan ediyorum; Türkiye, güney sınırı boyunca bir terör koridorunun oluşmasına rıza göstermeyecektir. Hiç bir tehdit ve şantajın 2023 hedeflerimiz ile aramıza girmesine müsaade etmeyeceğiz. Türkiye, ne siyasi ne ekonomik alanda egemenlik haklarını pazarlık konusu yapmayacaktır. Türkiye, FETÖ, DEAŞ ve PKK gibi katil sürüleriyle mücadelesini sekteye uğratmayacaktır” diye konuştu.
“YATIRIM BEDELİ 52 MİLYON ”
Erdoğan, “Bugün burada toplam yatırım bedeli, eski rakam ile 52 trilyon bugünkü rakam ile 52 milyon olan 9 kalem ve eseri resmen ilçemize kazandırmış bulunuyoruz” dedi