1. Haberler
  2. Bodrum
  3. Türkiye genelinde önlenemeyen kadın cinayetlerine sert tepki 

Türkiye genelinde önlenemeyen kadın cinayetlerine sert tepki 

featured

 

Muğla’nın Bodrum ilçesinde bugün adliye önünde basın açıklaması yapan kadın avukatlar Muğla ili ve Türkiye genelinde önlenemeyen kadın cinayetlerine sert tepki

Bodrumlu kadın avukatlar isyanda “HÜKÜMET KADININ YAŞAM HAKKINI KISITLAYICI DEĞİŞİKLİKLER YAPILMAK İSTİYOR”

Muğla Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu adına konuşan Av. Esra soylu Gümrah “ev içi şiddet ve kadın cinayetlerini önleyici politikaları yürürlüğe koymak yerine Türk Medeni Kanunu’nda kadının yaşam tarzını ve insan haklarını kısıtlayıcı değişikler yapılmak istenmektedir” dedi.

 

 

Bodrum ‘da adliye önünde basın açıklaması yapan kadın avukatlar Muğla ili ve Türkiye genelinde önlenemeyen kadın cinayetlerine sert tepki gösterdi.

KADININ YAŞAM HAKKINI KISITLAYICI DEĞİŞİKLİKLER YAPILMAK İSTENİYOR

Adliye önünde toplanana yaklaşık 35 kadın avukat ortak basın açıklaması yaptı.

Muğla Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu adına konuşan Av. Esra soylu Gümrah “Geçen 8 Marttan bu yana kadın cinayeti ve cinsel saldırı faillerinin cezasızlık politikalarıyla adeta suça teşvik edilmesi devam etmekte olup artan ev içi şiddet ve kadın cinayetlerini önleyici politikaları yürürlüğe koymak yerine Türk Medeni Kanunu’nda kadının yaşam tarzını ve insan haklarını kısıtlayıcı değişikler yapılmak istenmektedir” Gümrah açıklamasında 2025 yılı “aile yılı” ilan edilirken erkekler tarafından; sadece ocak ayında kadın cinayeti, 32 şüpheli kadın ölümü gerçekleştiğini belirterek “Şubat ayında 16 kadın cinayeti ve 21 şüpheli kadın ölümü gerçekleşmiş olup ölümlerin neredeyse tamamı kadınların eşi, boşandığı eski eşi, boşanma aşamasındaki eşi ya da partneri tarafından gerçekleştirilmiştir. feminist kadın avukatlar ve kadın hak savunucuları olarak erkek adalet değil gerçek adalet sağlanıncaya dek mücadele etmeye, aile yılı çalışmaları için değil kadınların adalete erişim hakkının kısıtlanmadığı ve adil yargılamaların olduğu, eşitliğin her alanda sağlandığı bir yıl için var gücümüzle mücadele etmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

 

BİZİ KORKUYLA, BASKIYLA, ŞİDDETLE SUSTURABİLECEKLERİNİ SANIYORLAR. AMA YANILIYORLAR!

 

Bodrumlu Kadın Avukatlar Grubu adına açıklama yapan Av. Zeynep Erduran “Patriyarka, kadınların ve LGBTİ+’ların yaşamlarını şekillendirmek, bedenlerini ve kimliklerini denetim altına almak istiyor. Bizleri makbul kadın olmaya, itaat etmeye, sessiz kalmaya zorluyor. Ancak kim olduğumuza ve nasıl yaşayacağımıza biz karar veririz! Hissettiği cinsiyete bedeni uygun görülmeyen trans kadınların, kimliği, dili, dini yok sayılan ve ötekileştirilen tüm kadınların yanındayız. İşte bu yüzden kadın avukatlar olarak hukukun bir baskı aracı değil, eşitlik ve özgürlük mücadelesinin bir aracı olması gerektiğini biliyoruz. Bodrumlu Kadın Avukatlar Grubu’nu da bu bilinçle kurduk! Birbirimizden aldığımız güçle, duruşma salonlarında, adliyelerde, karakollarda, işyerlerinde, sokaklarda var olmaya, dayanışmamızla haklarımızı savunmaya ve birbirimizi korumaya devam edeceğiz. Çünkü biliyoruz ki ancak birlikte kazanabiliriz, biz birlikte güçlüyüz! Bizi korkuyla, baskıyla, şiddetle susturabileceklerini sanıyorlar. Ama yanılıyorlar! Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizimdir! Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

BASIN AÇIKLAMASININ TAM METİNLERİ

Muğla Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu

 

Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar günü için, kazanana dek bitmeyecek olan varoluş mücadelemiz için buradayız. Her yıl olduğu gibi bu yıl da 8 Mart’a, kadın cinayetleri ve kazanılmış haklarımıza saldırı niteliği taşıyan politikaların varlığı ile giriyoruz. Geçen 8 Marttan bu yana kadın cinayeti ve cinsel saldırı faillerinin cezasızlık politikalarıyla adeta suça teşvik edilmesi devam etmekte olup artan ev içi şiddet ve kadın cinayetlerini önleyici politikaları yürürlüğe koymak yerine Türk Medeni Kanunu’nda kadının yaşam tarzını ve insan haklarını kısıtlayıcı değişikler yapılmak istenmektedir.

Mevcut siyasal iktidar tarafından 2025 yılı “aile yılı” ilan edilirken erkekler tarafından;

  • 2025 yılı Ocak ayında 33 kadın cinayeti, 32 şüpheli kadın ölümü gerçekleşmiştir.
  • Şubat ayında 16 kadın cinayeti ve 21 şüpheli kadın ölümü gerçekleşmiş olup ölümlerin neredeyse tamamı kadınların eşi, boşandığı eski eşi, boşanma aşamasındaki eşi ya da partneri tarafından gerçekleştirilmiştir.

 

Tarihimizdeki en yüksek kadın cinayeti verisini kaydettiğimiz yılın bitiminde siyasal iktidar kadınların nafaka hakkına, çalışma hakkına, tazminat hakkına saldırarak bizleri şiddet gördüğümüz, emek ve bedenlerimizin sömürüldüğü, varoluşumuzun tanınmadığı aile kurumlarına hapsetmek üzere politikalar üretmeye devam etmektedir.

Kadınların aile içerisine ya da ikili cinsiyet rolleri içerisine hapsedilmesine sadece ülkemizde değil, dünya genelinde tanık oluyor ve bu cinsiyetçiliği asla kabul etmiyoruz.

Aile kavramını yüceltecek politikalar izlemek yerine kadını aile içerisinde korumaya yönelik politikalar izlenmesi gerekmektedir, zira devletin birincil görevi yaşam hakkının korunmasını sağlamaktır.

 

2024 yılında öldürülen kadınların %71’i aile içerisindeki bir erkek tarafından öldürülmüştür. 2024 yılında 7’si Muğla’dan olmak üzere öldürülen 394 kadın iktidarın korumaya ısrar ettiği aileler tarafından hayattan koparılmıştır.

 

“İstanbul sözleşmesi yaşatır” sadece bir slogan değil, kadınlara yönelik her türlü şiddeti önlemeyi ve kadınları korumayı, kadınların korunamaması halinde ise etkin soruşturma ve kovuşturmayı ve bütüncül politikaları hayata geçirmeyi amaçlamaktadır. Fakat İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiğimiz günden bu yana her gün kadınların var olan kazanımlarını gasp etmeye yönelik yasa tasarıları gündeme getirilerek kadınların yaşam hakkı ve hayatlarına dair özgür bir şekilde karar verme olanaklarına sistematik bir şekilde saldırılmaktadır.

 

Hangi partiden olduğu fark etmeksizin siyasiler, Anayasa başta olmak üzere ulusal ve uluslararası mevzuatlara bağlılıklarına rağmen, kadınların yaşam hakkını ve beden bütünlüğünü ihlal edecek yasal düzenlemeler önerme cüretini kendilerinde bulmaktadırlar. Fakat gerek Anayasa ile korunan eşitlik ilkesi gerekse uygulamakla yükümlü olduğumuz uluslararası mevzuat dikkate alındığında,  bu ilkelere aykırı şekilde yapılması planlanan yasal düzenlemeler ile aile hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklara arabuluculuk gibi müesseselerin dayatılmasına ve kadınların yaşam tarzının kanunlarla belirlenmesine karşıyız. Ayrıca nafaka konusunda kadını mağdur edecek süre kısıtlamaları gündemden çıkarılmalı ve sosyal devlet ilkesi gereği nafaka ödemelerinin aksaması durumunda kadınlara ekonomik destek sağlanmalıdır.

 

Bizler Muğla Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu üyesi feminist kadın avukatlar ve kadın hak savunucuları olarak erkek adalet değil gerçek adalet sağlanıncaya dek mücadele etmeye, aile yılı çalışmaları için değil kadınların adalete erişim hakkının kısıtlanmadığı ve adil yargılamaların olduğu, eşitliğin her alanda sağlandığı bir yıl için var gücümüzle mücadele etmeye devam edeceğiz. Yaşasın 8 Mart! Yaşasın Kadın Dayanışması! Yaşasın Kadın Mücadelesi!

 

Muğla Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu- 8/3/2025

Bodrumlu Kadın Avukatlar Grubu 8 MART ADLİYE BASIN AÇIKLAMASI

Bizler, yüzyıllardır cadı denilerek yakılan, eşit ücret istediği için fabrikalarda katledilen, boşanmak istediği için öldürülen, hayatta kalmak için en ağır mücadeleyi omuzlamak zorunda bırakılan kadınların mirasçılarıyız. Emeği sömürülen, sevgisi yok sayılan, bedeni, kimliği, hayatı üzerine tahakküm kurulmaya çalışılan kadınlar olarak buradayız ve hiçbir yere gitmiyoruz!

Bugün, “Aile Yılı” ilan edilirken kadınların “aile” içindeki erkekler tarafından katledildiği, İstanbul Sözleşmesi’nin “tehdit” olarak görüldüğü bir ülkede yaşıyoruz. 2025 yılının ilk üç ayında 68 kadın, eski eşi, boşanmakta olduğu kocası, babası, erkek kardeşi tarafından öldürüldü. Kadın cinayetlerinin failleri takım elbiseyle ödüllendirilip cezasız bırakılarak şiddete direnen kadınlar cezalara çarptırılıyor. Kadınları korumayan, kadına yönelik şiddetin faillerini cesaretlendiren erkek yargı ve patriyarkal devlet eliyle her gün öldürülüyoruz. Anıt Sayaç saymaya devam ediyor, biz kadınlar her gün eksiliyoruz ama öfkemizle büyüyen, sevgimizle güçlenen bir direnişimiz var!

Nafaka hakkına saldıranlara, 6284 sayılı Kanun’u tartışmaya açanlara, kadınların şiddetten korunmasını “aileyi bölmek” olarak görenlere sesleniyoruz: Kadınlar, “kutsal aile” söylemiyle emeklerinin, hayatlarının ve hayallerinin sömürülmesine boyun eğmeyecek, biz boyun eğmeyeceğiz. Çocuk doğduğunda hatırlanan ama çocuğu doğurduktan sonra yalnız bırakılan, çocuk doğurmadığında ise eksik görülen kadınlar için; aile içinde gördüğü şiddete karşı kendini savunduğunda en ağır sonuçlara maruz bırakılan kadınlar için buradayız.

Patriyarka, kadınların ve LGBTİ+’ların yaşamlarını şekillendirmek, bedenlerini ve kimliklerini denetim altına almak istiyor. Bizleri makbul kadın olmaya, itaat etmeye, sessiz kalmaya zorluyor. Ancak kim olduğumuza ve nasıl yaşayacağımıza biz karar veririz! Hissettiği cinsiyete bedeni uygun görülmeyen trans kadınların, kimliği, dili, dini yok sayılan ve ötekileştirilen tüm kadınların yanındayız.

İşte bu yüzden kadın avukatlar olarak hukukun bir baskı aracı değil, eşitlik ve özgürlük mücadelesinin bir aracı olması gerektiğini biliyoruz. Bodrumlu Kadın Avukatlar Grubu’nu da bu bilinçle kurduk! Birbirimizden aldığımız güçle, duruşma salonlarında, adliyelerde, karakollarda, işyerlerinde, sokaklarda var olmaya, dayanışmamızla haklarımızı savunmaya ve birbirimizi korumaya devam edeceğiz. Çünkü biliyoruz ki ancak birlikte kazanabiliriz, biz birlikte güçlüyüz!

Bizi korkuyla, baskıyla, şiddetle susturabileceklerini sanıyorlar. Ama yanılıyorlar! Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizimdir! Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz!

Vardık, varız, var olacağız!

Yaşasın kadın hakları mücadelemiz! Yaşasın feminist mücadelemiz! Yaşasın kadın dayanışması!

0
komik
Komik
0
_yi
İyi
0
mutlu
Mutlu
0
sevgi
Sevgi
0
d_nceli
Düşünceli
0
_zg_n
Üzgün
0
a_layan
Ağlayan
0
sinirli
Sinirli
0
korkun_
Korkunç
Türkiye genelinde önlenemeyen kadın cinayetlerine sert tepki 
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.