Sınavlar Değil, Tutumlar Geleceği Belirler
Yıllardır sınavlara hazırlık süreçlerini yöneten bir kurumun başında biri olarak çok net bir şey söyleyebilirim:
Öğrencileri yoran şey yalnızca sınavlar değildir. Onları asıl yoran, yanlış yaklaşımlar, kırıcı tutumlar ve anlayışsızlıkla örülü bir sistemdir.
Sınavlar gelip geçer.
Bir öğrenci o sınavda başarılı olur ya da olmaz.
Ama bu süreçte kazandığı ya da kaybettiği öz güven, gördüğü destek ya da hissettiği yalnızlık, ömür boyu onun karakterine yazılır.
Sınavlar Hayatın Gerçeği Ama Hayatın Tamamı Değil
LGS, YKS ya da herhangi bir merkezi sınav… Elbette önemli.
Çünkü yönlendirici. Çünkü sonuçları gelecek planlarını etkiliyor.
Ama unuttuğumuz bir şey var:
Sınavlar çocukların zekâsını değil; o günkü hazırlık düzeyini, psikolojik dayanıklılığını ve çoğu zaman evdeki atmosferi ölçüyor.
Yani başarı sadece öğrencinin değil, ailenin ve eğitim sisteminin de ortak ürünüdür.
Aileler: Beklentiden Önce Güven Verin
Bugün, bazı öğrenciler ders çalışmaktan çok “ailesini hayal kırıklığına uğratma korkusuyla” yaşıyor.
Bu korkuyla büyüyen bir çocuğun akademik başarısı, duygusal bütünlüğü ne kadar sürdürülebilir olabilir?
Velilere çağrım açık:
Çocuğunuzu yönlendirin, elbette. Ama onun adına hayal kurmayın.
Onun yerine, birlikte hedef koyun.
Yargılamayın, kıyaslamayın.
Birlikte gelişin, birlikte büyüyün.
Çünkü çocuklar sadece ne söylediklerimizi değil, ne hissettirdiğimizi de ezberler.
Öğretmenler: Sadece Ders Anlatan Değil, Yol Gösteren Olun
Öğretmenlik artık salt bilgi aktarma işi değil.
Bir öğretmen, bir öğrencinin kaygısını okuyabilmeli.
“Yapamıyorum” diyen çocuğun, aslında “Yapabileceğime kimse inanmıyor” demek istediğini anlayabilmeli.
Biz Boğaziçi VIP’te öğretmenlerimizi bu bilinçle yetiştiriyoruz.
Çünkü inanıyoruz ki:
Öğrencinin zihnine ulaşmak için önce kalbine dokunmak gerekir.
Öğrenciler: Sınavı Değil, Kendinizi Yenin
Gençler…
Biliyorum, bazen çok zor.
Sizden çok şey isteniyor. Notlar, denemeler, yanlışlar…
Ama lütfen unutmayın:
Bir sınav sonucu sizi tanımlamaz.
İyi bir puan sizi daha değerli yapmaz.
Düşük bir net sizi eksik kılmaz.
Yapabileceğiniz en büyük başarı, kendinize inanmayı öğrenmektir.
Çünkü insan kendine inanabildiği ölçüde çalışır, gayret eder ve başarır.
Eğitimde Yeni Bir Dil Şart
Bugün çocuklarımıza daha yüksek net değil; daha sağlıklı hedefler, daha gerçekçi destek, daha dengeli bir yaşam sunmamız gerekiyor.
Kazanmak sadece bir okulu değil, aynı zamanda kendini tanımayı da kapsamalı.
Son Sözüm Şu:
Sınavdan yüksek puan almak güzel.
Ama sınav sürecinde çocuğun özgüvenini, aile bağlarını ve iç huzurunu kaybetmemesi çok daha güzel. Boğaziçi VIP olarak biz, öğrencilerimize sadece ders değil, doğru tutum kazandırıyoruz.
Çünkü biliyoruz ki:
Hayatı kazananlar, önce kendine inananlardır.