Gaziantep Web Tasarım - Gaziantep Web Sitesi

  1. Haberler
  2. Bodrum
  3. Muğla’da Turizmden Sonra En Büyük Gelir Sağlayan Sektör Kültür Balıkçılığı

Muğla’da Turizmden Sonra En Büyük Gelir Sağlayan Sektör Kültür Balıkçılığı

featured

Muğla Kültür Balıkçıları Derneği Başkanı İhsan Bozan, Türkiye genelinde bu yıl 1 milyar 100 milyon dolar su ürünleri ihracatının yapıldığını hatırlatarak “Muğla’nın bu ihracattaki payı yaklaşık 400 milyon dolar. Muğla’da turizmden sonra en büyük gelir sağlayan sektör kültür balıkçılığı.” dedi.  Haber: SELÇUK AKBAŞ

 Bozan, basın mensuplarına Bodrum Güllük açıklarındaki balık çiftliklerini gezdirdi.Muğla Kültür Balıkçıları Derneği Başkanı İhsan Bozan

20201107 133801
man hand holding smartphone device and touching screen

 Avrupa’dan Uzakdoğu’ya 85 ülkeye ihracat

 Türkiye’nin kültür balıkçılığında 300 bin ton sınırını aştığını sadece Muğla bölgesinde 100 bin ton üretime ulaştığını ve yıllık 1 milyar dolar ihracat yapıldığını söyleyen  İhsan Bozan, “Bu ülke ürettiğinin yüzde 70’ini 85 ülkeye ihraç ediyor. Yüzde 50’si Avrupa ülkelerine. ABD, Uzakdoğu, Ortadoğu ve dünyanın birçok ülkesi bizden kültür balığı alıyor” dedi.

20201107 133733
man hand holding smartphone device and touching screen

– Hedef Çin ve Japonya’ya

Türk somonu ihracatı Pandemi döneminde kısa bir süre sıkıntı yaşayan ve üç ay gibi bir zamanda sıkıntıları aşan sektörün yeniden üretim ve ihracata başladığını ifade eden Bozan, “Sektörün hedefi şimdi Çin ve Japonya olmak üzere pek çok ülkeye Türk somonu dahil balık ve deniz ürünleri ihracatı yapmak.” dedi.

FB IMG 1604530376268

.1.5 MİLYAR DOLAR
Muğla İlimizin ihracatı 2019 yılında 74.9 bin ton ve 373.5 milyon dolar iken 2020 yılı ilk dokuz ayın sonunda 58.2 bin ton ve 300.7 milyon dolar ile bir önceki ilk dokuz aylık değerlerine göre 1.000 ton fazla ihracat ve 20 milyon dolar fazla gelir elde ettiğini belirten Bozan; “Geçen yıl bir milyar doları aşan ihracatıyla ülke ekonomisine katkı sunan sektörün gelişmesinin önüne geçilmemesi gerektiğini İfede ederek “Bu ülkenin üretime ihtiyacı var. Türkiye’nin borcu boğazı aşmış durumda, çalışıp para kazanıp ödeyeceğiz. Biz teknoloji ülkesi değiliz, teknoloji üretemiyoruz, inşallah olacak ama o olana kadar başardığımız şeyleri daha çok üreteceğiz. Ben Milaslıyım bu memleketin geliri zeytin, pamuk, tütündü. Artık oralar toprak havuzlarla doldu. Üretenin önüne geçmeyelim. Daha çok nasıl üretiriz ona bakmamız lazım. Neredeyse faiz ödeyebilecek durumda değiliz” ifadelerini kullandı.

-Biz olmasak Yunanistan’dan balığı 6 dolara alırız 

“Toplam su ürünleri içinde kültür üretimi 378 bin ton. Ortalama 5 dolar olsa 2 milyar dolarlık büyüklük eder” diyen Bozan’a göre, kültür balıkçıları levrek üretmiyor olsa deniz levreğinin fiyatı iki katına çıkar. Biz sahada olmasak Yunanistan’dan balığı şimdi 4 dolara alırken en az 6 dolara alırız.

 4 DEĞİL 20 AYDA BÜYÜYOR

Bozan, üretimle ilgili de şu bilgileri verdi: “Yunanistan kültür balığı üretiminde bir dönem Avrupa’da bizim en büyük rakibimizdi. ABD pazarına levrek ve çipurayı onlar getirdiler. Çiftlikleri de kıyıya bizden daha yakın. Norveç’te de aynı şekilde. Balıklar tavuk gibi değil. Levrek 20 ayda, çipura 16 ayda büyüyor. Biz kültür balığı dedimizde sentetik zannediliyor. Oysa bunlar kuluçkasından hasadına kadar bu çiftlikler tamamen denizde ve yaklaşık 20 ayda 2-2.5 kiloya kadar büyüyor.” 

 Onlar dava açıyor, biz kazanıyoruz

 İhsan Bozan, “Yıllardır (Balık üretim çiftliklerinde kimyasal yem kullanılıyor. Çevre kirletiliyor) şeklinde asılsız iddialar bizi meşgul ediyor, enerjimize engel oluyor. Birçok davayı kazandık, yine yeni davalar açılıyor. Bakanlık denetimlerinden ‘olur’ alıyoruz. Uluslar arası kalite ve lezzet ödülleriyle onurlandırılıyoruz” dedi.

20201107 134000
man hand holding smartphone device and touching screen

– Iddialar kasıtlı

 İhsan Bozan, balık üretiminde kimyasal kullanıldığı iddialarının kasıtlı çıkarıldığını belirterek, “Çiftlikler bakanlıklarımız ve uluslararası kuruluşlarca sürekli denetleniyor. Balıklarımız uluslararası kuruluşlardan da lezzet ödülü almıştır” diye konuştu.Bozan, çevrecilik bahanesiyle yine son dönemde ithamlara maruz kaldıklarını, böyle yaklaşımların ise sektörün moralini bozduğunu dile getiriyor. 

Ağırlık Güllük Körfezi’nde

Balık çiftliği diye sektör küçük düşürülmeye ve kamuoyunda hafife alınmaya çalışılarak dünyanın en modern tesislerinin çevrecilik bahanesiyle karalandığını belirten İhsan Bozan, “Çiftliklerimizde ortalama tesis ölçeğimiz 2 bin ton/yıldır. Sadece bir havuzumuzun yatırım maliyeti 2 milyon euroyu buluyor. Son dönemde atağa kalkarak ihracatımız 1 milyar doları geçti. Biz dünyaya sadece ürün değil bilgi, teknoloji ve malzeme transferi de yapıyoruz. Dünyada kültür balıkçılığı üretiminde başı çeken ülkelerin ilkleri arasına girdik” diyor.

Kültür balıkçılığında yıllık üretim miktarının 100 bin ton olduğunu ve kapasiteyi artırma noktasında yurt dışı taleplerin sektörü zorladığını dile getiren İhsan Bozan, “Türkiye’nin tüm denizlerinde artık kültür balıkçılığı yapılıyor. Ancak ağırlık Bodrum – Didim arasındaki Güllük Körfezi’nde. Burada bulunan 58 çiftliğimizde yıllık toplam 90 bin ton üretim gerçekleştiriyoruz. Milas ve Bodrum üretim için belirlenmiş önemli bölgeler. Bize karşı yöneltilen ithamlar Güllük Körfezi’ne yönelik yoğunlaşıyor”
Söz konusu bölgeler Milas ve Bodrum için bakanlıklar tarafından verilen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporlarına rağmen iddia ve ithamların sürdüğünü anlatan İhsan Bozan, “Üretim yerlerimize dair ÇED raporları çıkarılmıştır. ‘Bin ton altı üretim kapasitesi için ÇED gerekli değil raporu alınıyor daha sonra üretim sistemleri genişletiliyor’ iddiaları herkes de biliyor ki tamamen asılsız ve karalamaya yönelik kampanyalardır” vurgusunu yapıyor.

Kimyasal yem kullanmıyoruz

Sektörün, turizmin de Türkiye için stratejik bir sektör olduğunu ve üzerine hassasiyetle titrediğini dile getiren İhsan Bozan, “Son dönemde balık üretiminde kimyasal yemler kullandığımızı iddia ederek suçlamalar yapılıyor ve Türk balığının kalitesine yönelik eleştirilerde bulunuyorlar.  Böyle bir şey mümkün değil. Çiftliklerimiz bakanlıklarımız ve uluslararası kuruluşlarca sürekli denetim altında. Bu zamana kadar da denetimlerden olumsuz bir kararla karşılaşmadık”

Türkiye’de Avrupa Birliği ülkelerine ihraç edilen tek hayvansal ürünün balık olduğunu, ihracatı artırma yolunda su ürünlerinde kültür balıkçılığının kaptan gemisi durumunda bulunduğunu vurgulayan İhsan Bozan, “Çiftliklerimizde kullanılan yemlerin muhtevaları açık. Yemler zaten Tarım ve Orman Bakanlığı denetiminde. ‘Geceleri kimyasal yem kullanılıyor’ iddiaları tamamen gerçek dışı. Dolayısıyla hem uluslararası denetim kurumları hem ilgili ülke ve müşteri denetçileri üretim sürecinin tamamını kontrol ediyor. Bütün işletmelerde Global GAP, ISO 22000, IFS, BRC, ASC gibi kalite sertifikaları var” şeklinde konuşuyor.

Kirlettiğimizi kimse söyleyemez

“Hiç kimse sektörün denizleri kirlettiğini söyleyemez” diyen İhsan Bozan,  Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı’nın koordinasyonunda balık çiftliklerinin deniz kıyısından 1100 metreden başlayarak 5-6 kilometreye kadar uzakta kurulduğunu, üretim tesislerinin 2008 yılından itibaren belirlenen alanlara taşındığını söylüyor. Söz konusu uzaklıkta kıyı için herhangi bir kirliliğin söz konusu olmayacağı gibi zaten tesislerin de kirlilik üretmediğini dile getiren İhsan Bozan, şöyle devam ediyor:“Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından balık çiftliklerinin kirlilik parametreleri her yıl iki defa su ve dip çamuru numuneleri alınmak suretiyle analiz ediliyor. Denizdeki su yüzeyinden, orta kesiminden ve dipten numuneler alınarak özellikle azot, fosfor, nitrat gibi kirlilik parametrelerine bakılarak akredite üniversiteler ve bakanlığın uluslararası standartlarda deniz suyu kalitesinin birim değeri olan TRİX oranlarıyla ilgili raporlar yazılıyor ve bu raporların tamamında su kalitesi çok iyi çıkıyor. Yaz mevsimi boyunca 10 milyonu geçen nüfus ağırlığı, tur tekneleri, binlerce turistik yatın bulunduğu balık çiftlikleri bölgesinde uluslararası kirlilikte sınır değer olan ‘4’ün aşılmaması çok önemli ve dikkat çekicidir. Yaklaşık 30 yıldan beri üretim yapılan Küllük Körfezi’nde 2009 yılından beri sürekli gerçekleştirilen analizlerde herhangi bir kirlilik bulgusuna rastlanmadı. Demek ki balık çiftlikleri denizi kirletmiyor.”

Balıktaki omega3 yağ asitleri bağışıklığı güçlendiriyor Balıktaki omega 3 yağ asitlerinin bağışıklık sistemini destekleyip güçlendirdiğine değinen Bozan, özellikle Avrupa ve diğer gelişmiş ülkelerde gıda tüketim bilincinin oldukça yüksek olduğunu, bu çerçevede zamanla ihracatın da arttığını dile getirdi.

– Pandemi döneminde balık kampanyaları

 Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecinde balık kampanyaları yaptıklarını ifade eden Bozan, “Bu süreçte vatandaşların bağışıklığını daha da güçlendirmek için balık tüketimini desteklemek ve teşvik etmek için çalıştık. Kampanyalarımız bundan sonraki süreçte de hem tanıtım hem de vatandaşa daha ekonomik balık yedirmek anlamında devam edecek.” dedi.

0
komik
Komik
0
_yi
İyi
0
mutlu
Mutlu
0
sevgi
Sevgi
0
d_nceli
Düşünceli
0
_zg_n
Üzgün
0
a_layan
Ağlayan
0
sinirli
Sinirli
0
korkun_
Korkunç
Muğla’da Turizmden Sonra En Büyük Gelir Sağlayan Sektör Kültür Balıkçılığı
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.